Ertuğrul Özkök: Önceki gece neler yaşadık? Bir gecede bu kadar belayı ‘tek adam’ların çıkarması tesadüf mü

Önceki akşam saat 23.00…

Sekiz yaşımdan beri futbol hastasıyım ve belki de hayatımın en müthiş maçlarından birini izliyorum.

İtalya’nın Inter takımı ile İspanya’nın Barcelona takımı Avrupa Şampiyonlar Ligi finalisti olmak için karşılaşıyor.

Muhtemelen hayatımda seyrettiğim en müthiş maç

İlk maç Barcelona’da 3-3 bitmiş.

İkinci maç da birincinin aynısı gibi…

Sürat…Taktik… Takım oyunu… Bireysel beceri.

Ve oyuncuların fiziki performansı.

Nefesim kesilircesine seyrediyorum.

Maç devam ederken önüme düşen 5 haber

Maç devam ederken bir yandan da dünyanın en garip gecelerinden birini yaşıyorum.

Önüme durmadan haberler düşüyor.

(*) Hindistan Pakistan’da 9 ayrı hedefe füze fırlatmış.

Haber akıyor.

(*) Aynı saatlerde İsrail’in Yemen’de Sanaa Havalimanı’nı vurduğu haberleri var.

(*) Aynı saatlerde aynı İsrail Gazze’de sivilleri vurmaya devam ediyor.

(*) Aynı saatlerde Rusya, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de sivil hedefleri vuruyor.

(*) Aynı saatlerde ABD Başkanı büyük bir patavatsızlıkla, Kanada Başbakanı’na, “Ülkeni bize sat” anlamında sözler sarf ediyor.

Ayrıca bir gece önce de Yemen’i vurma emrini vermiş.

Kimdir öyleyse bize bir maçı çok gören bu adamlar?

Beş ayrı yerden beş ayrı felaket haberi…

Evet biz olağanüstü bir maç seyrederken o 24 saat içinde dünyada bunlar olup bitiyor.

Tabloyu baştan alalım.

Kimdir bu marazayı çıkaranlar…

Camiyi yıkıp yerine Hindu mabedi diken tek adam

Pakistan’a füze atma emri veren Hindistan Başbakanı Modi…

Dünya popülizm tarihine adını teneke harflerle yazdırmış, otoriter bir lider.

Ülkesinin kaderini iki dudağının arasına sıkıştırmış.

Hindistan’ın en kutsal camilerinden birini yıktırıp, yerine bizim Çamlıca Cami kadar büyük bir Hindu tapınağı diktirmiş adam.

Bir “tek adam” yani…

Savaş suçlusu, gaddar acımasız bir tek adam

Ya aynı saatlerde Yemen Havalimanı’nı ve Gazze’yi vurma emrini veren kişi kim…

Netanyahu…

Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçlusu ilan edilmiş bir başbakan.

O da halkının kaderini iki dudağı arasına sıkıştırmış bir popülist.

O da bir “tek adam” yani…

Seçimdeki rakiplerini tek tek hapse atan bir tek adam

Aynı saatlerde Kiev’deki sivil hedeflerin vurulması emrini veren kim.

Rusya Devlet Başkanı Putin…

Ülkesinde adaleti hiç sayan…

İnsan Haklarını zerre kadar iplemeyen.

Seçimde kendine rakip olacak muhaliflerini eften püften bahanelerle hapse atan bir popülist lider.

O da tek adam yani…

Kadın hakimleri hapse atan bir tek adam

Aynı saatlerde Yemen’i vurduran, Kanada’yı satın almak isteyen patavatsız lider kim…

ABD Başkanı Trump.

Ülkesinde yargıçları tutuklatmaya başlayan, abuk sabuk kararlarla dünya ekonomisini darmadağın eden bir popülist lider.

Bir tür “tek adam” yani.

Hepsinin özellikleri aynı, demokrasiyi özgürlüğü ve adaleti sevmiyorlar

Hepsinin özellikleri aynı.

İnsan Haklarını umursamıyor.

Adaleti yerle bir ediyor.

Ağızlarından nefret saçıyor.

Halklarını kutuplaştırıyor, ikiye bölüyor.

Özgürlükleri ayaklar altına alıyor.

Seçimlerde rakip istemiyor.

Hepsi “Güçlü lider” diye afra tafra atıyor.

Hepsinin ortak tutkusu: Güç göstermek, savaş çıkarmak ve kibir

Bir de hepsinin çok tehlikeli bir ortak merakı savaş.

Güç gösterme tutkusu.

“Bir gece ansızın gelebilirim” böbürlenmesi.

Her yere asker gönderme saplantısı.

Bir de hepsi yaşlı…

Evet olağanüstü bir maç seyrederken, o iki saat içinde bu zevkimizi yerle bir eden bu “tek adamlar galerisinin” fotoğrafı bu.

Dünya bu adamları 90 yıl önce tanımıştı

Dünya bu galeriyi bundan 90 yıl önce görmüştü.

Aynı bunların benzeri tek adamlar, aynı karakter, aynı saplantı, aynı tutkularla ve kibirle, dünyayı bir ucundan ötekine kana bulamıştı.

Sonunda hepsi gittiler ama.

Ama arkalarında hâlâ unutamadığımız bir insanlık enkazı bıraktılar.

Bir deja vu mu yaşıyoruz yoksa?

Bir “deja vu” mu yaşıyoruz…

Bu bir alınyazısı, kader mi…

Makus talihi mi insanoğlunun…

Kafamdaki sorular bunlardı.

Maç sonunda futbolcular bitkindi, ben de bitkindim

Saat gece yarısını geçtiğinde maç bitti…

Sahadaki futbolcular artık bitkindi.

Kutlamayı yapan Inter futbolcularının bile takati kalmamıştı.

Ben de ekran başında bitap düşmüştüm.

Bunların ikisi de aynı insanoğlu mu?

Bir yandan insanoğlunun sportif zekâsı, performansı ve mükemmeliyeti…

Öte yanda aynı insanoğlunun liderlik hastalıkları, saplantıları…

Ve kötülükleri… Habislikleri.

Önceki gece bir maç boyunca dünyanın başına bela olan bu dört liderden hiçbirinin demokrasi diye bir derdi yok.

Otoriterliği güçlü bir yönetim biçimi olarak görüyorlar.

Sloganları “Güçlü lider, ceberut devlet, güçsüz halk…”

Ne yazık ki artık kaderimizi yaşlı ve kötü adamlar belirliyor

Ne yazık ki artık dünyanın kaderini bu kötü insanlar, habis tek adamlar belirliyor.

Ve biz de tıpkı maç seyreder gibi bu tarihi kötülüğü ekranlarımızın başında izliyoruz.

Hepimizin kaderi bu kötü adamların iki dudağının arasına sıkışmış durumda.

İnsanoğlunun tarihte ikinci büyük trajedisi

Bence insanoğlunun bütün tarihi boyunca yaşadığı ikinci büyük trajedi bu.

Birincisi bizi mahvetmişti.

Umarım bu ikincisi bizi yok etmez.

O yüzden maç bittiğinde bu kötü adamlara haykırıyordum.

Düşün artık insanlığın yakasından…

Bizi düşünmüyorsunuz, hiç olmazsa kendi evlatlarınızı, torunlarınızı düşünün…

Kaynak: T24

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*